Telefon
WhatsApp
İran mı ayetten geçti Azeriler mi...

Ekmel akıl gözdür terazidir...hakkı İslamı ona sor...ABD yani ingiliz 200 yıldan beri müslümanları savaştırıyor...Bedirde sahabeyi savaştıracaktı ırkçılık kabilecilik...yani tarihi eskidir takvanın da kavgayı önlememesinin...Takya da yeterli değil...yani

İran mı ayetten geçti Azeriler mi...

Kabil taşım var dedi...Habili öldürdü...Allah için öldürmek sevabtır ama Kabil toprak için öldürdü.Müşrik yani..

Şeytan da hz Ademi yanılttı ayetten secdeden koptu şeytan hz Ademin de kopmasına sebeb oldu...Zıtlardan biri tevbe etti cennete sarıldı diğeri tevbe etmedi yeri cehennem oldu tevbe cennetten sarkıtılmış iptir...yani TUBA dalıdır...Tevbe dalını kaçıranın vay haline...

Ayetlerimden geçmeyin dedi Allah ırkçılara uçkurculara midecilere...Allahtan gayrından da yani ABDnin Nüklerinden amborgalarından korkanlara...korkanlara...işte ayet..."Kendilerini Allah’a vermiş olan peygamberlerin ve -Allah’ın kitabını korumaları kendilerinden istendiği için- rablerine teslim olmuş zâhidlerin, bilginlerin yahudiler arasında kendisiyle hükmettikleri, içinde hidayet ve nur bulunan Tevrat’ı elbette biz indirdik. Hepsi onun (hak olduğunun) şahitleri idi. O halde insanlardan korkmayın, benden korkun da âyetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir."(Maide/44)tevbesi gerekir bunun değilse o hal üzere ölen cennet yüzü görmez...Umarız ki bu tevbeyi kaçırmazlar...Bir an önce tevbe...

Adam "Uydurulmuş din diyor ekmel tefsire..neden tek benim tefsirim geçerli olsun diyor yani...Tevbe ipine sarılmalı...Ekmel akla ve vahye secdedir tevbesi bunun...Esmayı okuyan akıl ekmeldir sadece...esmayı yani Allahı gören gözeten kıymet veren...Allaha uçkurundan midesinden canından fazla değer veren yani...

İşte ayetin tefsiri...“Rablerine teslim olmuş zâhidler” diye tercüme edilen rabbâniyyûn kelimesi, rabbânînin çoğulu olup “dinî ilimlerle, özellikle Tevrat’la meşgul olan ve halka doğru inanç öğreten yahudi din âlimleri” demektir (bilgi için bk. Âl-i İmrân 3/79, 146). “Bilginler” diye tercüme ettiğimiz ahbâr ise yahudi din bilgini anlamına gelen hibr veya habr kelimesinin çoğulu olup Arapça’da “yazılı veya şifahî güzel eserler veren, güzel üslûp sahibi bilginler” anlamında kullanılmaktadır. İbrânîce’si ise haber (çoğulu haberîm) olup “arkadaş, meslektaş” anlamına gelmektedir. Aynı zamanda Ferîsî mezhebi mensuplarını ifade eden bu kelime Talmud döneminde Beytülmidrâs denilen yerlerde yahudi şeriatını ve dinî ilimleri öğreten, dinin hükümlerini bilen ve yahudi halkı arasında ortaya çıkan meseleleri halleden kişileri ifade ediyordu. Ahbâr, Kur’an-ı Kerîm’de iki defa rabbâniyyûn kelimesiyle (Mâide 5/44, 63), iki defa da ruhbân kelimesiyle (Tevbe 9/31, 34) birlikte olmak üzere dört defa geçmekte ve yahudi bilgin ve fakihlerini ifade etmektedir (bilgi için bk. Ömer Faruk Harman, “Ahbâr”, İFAV Ans., I, 55).

Kur’an’ın açıklamalarından, Tevrat’ın Allah tarafından insanlar için gönderilmiş bir ışık ve bir kılavuz olduğu, Hz. Mûsâ’dan itibaren Hz. Peygamber’in zamanına kadar gelmiş geçmiş peygamberlerin yahudilerin davaları hakkında onunla hüküm verdiği ve onun şeriatıyla amel ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Kur’an’da İslâm kelimesinin bütün ilâhî dinleri kapsadığı ve peygamberlerin hepsinin müslüman olduğu bildirilmiş (krş. Bakara 2/136; Âl-i İmrân 3/19; Yûsuf 12/101); peygamberlerden hangisi olursa olsun yahudiler hakkında hüküm verecekse –onlar yahudi olarak kaldıkları müddetçe– kendi dinleri ve şeriatlarıyla hükmedeceği ifade edilmiştir. Bununla birlikte “Kendilerini Allah’a vermiş olan peygamberlerden maksat sadece Hz. Muhammed’dir, onu yüceltmek için çoğul kalıbı kullanılmıştır” diyenler de vardır (İbn Âşûr, VI, 208). Bu yoruma göre yahudiler hakkında Tevrat’la hüküm verecek olan, Hz. Muhammed’dir.

Tevrat’la hükmedenler sadece peygamberler değildir; onların vârisleri olan takvâ sahibi rabbânîler ve ahbâr (din bilginleri, fakihler) dahi onunla hükmederler. Çünkü bu peygamberler ve din âlimleri Allah’ın kitabını değiştirilmek ve tahrif edilmekten korumakla görevlendirilmiş ve buna şahit yani gözetleyici olmuşlardır. Allah’ın kitabını korumak ise onun bozulmasını, değiştirilmesini, yanlış anlaşılmasını, kuralsız te’vil edilmesini önlemekle, metnini yazmak, ezberlemek, anlamını ve hükmünü öğrenmek, gereği ile amel etmek ve onu başkalarına öğretmekle olur. Bunu yapmak bazı sıkıntılarla karşı karşıya kalmayı gerektirdiği için Allah “İnsanlardan korkmayın, benden korkun” buyurarak kendi emirlerini uygulamaya kullarını teşvik etmiş, menfaat karşılığında Allah’ın âyetlerinin tahrif edilmemesini istemiş; bunu dikkate almayan ve O’nun âyetleriyle hükmetmeyenlerin kâfir olduklarını, dolayısıyla bunlar için elem verici bir azabın hazırlanmış olduğunu haber vermiştir.

Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyerek ilâhî emir ve yasakları çiğneyenlerin durumu bu bağlamda üç açıdan değerlendirilmiş olup işledikleri kusur ve günahın cinsine göre nitelendirilmişlerdir:

Birincisi (44. âyet), Allah’ın indirdiğini inkâr ettikleri veya hafife aldıkları için onunla hükmetmeyenler olup bunlar kâfirlerdir.

İkincisi (45. âyet), Allah’ın indirdiğine inandığı halde onunla hükmetmeyenlerdir. Allah’ın hükmü adaleti, onun zıddı zulmü temsil ettiğinden onunla hükmetmeyenler zalimlerdir

Üçüncüsü (47. âyet), Allah’ın indirdiği ile hükmetmemek, O’nun emrinden çıkmak mânasına geldiği için onunla hükmetmeyenler fâsıklardır

Bazı müfessirler bu âyetleri şöyle yorumlamışlardır: “Eğer bir kişi ilâhî hükmü yanlış, kendisinin veya başkasının hükmünü doğru kabul ederek, buna göre hüküm verirse bu kişi kâfir, zalim ve fâsıktır. Eğer bir kişi ilâhî hükmün doğruluğunu kabul eder ve buna aykırı bir hüküm verirse İslâm’ın dışına çıkmış olmazsa da imanına zulüm ve fıskı karıştırmış olur. Eğer bir kişi hayatın her alanında Allah’ın hükmünü inkâr ve reddederse her bakımdan kâfir, zalim ve fâsık sayılacaktır. İlâhî hükmü bazı noktalarda kabul eder, bazılarında reddederse iman ve İslâm’ını küfür, zulüm ve fıskla karıştırmış olur” (Elmalılı, III, 1696; Mevdûdî, I, 429). 44 ve 45. âyetler yahudiler, 47. âyet ise hıristiyanlar hakkında inmiş olmakla birlikte bu hükümler bütün insanlar için geçerli genel kurallar niteliğindedir.( Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 278-279)

Hz Ali-Hz Muaviye sorununda hakem hilesi...Kabilin taşından farksızdı...Zıtlar kavga eder...kavga onları bütünleştirir...yani zıtlık varsa hikmeti var...cennet de dolacak cehennem de..."Edep ya hu" adam mürşide müşrik diyor...biri cenneti biri cehennemi seçmiş...Tevbe cennetten sarkıtılan iptir...ekmel akla secde et...ekmel aklı yani mideciliği uçkurculuğu ırkçılığı savunmayan aklı kullan o seni hakka erdrir tevbe etmesi gerekeni de görmeni sağlar...Kur'anı yıtsan neye yarar mürşidlere müşrik dediysen...haddini bil hz musa da hz hızıra tahammül etmedi...Osmanlı kardeş katli yaptı yap ama ümmeti etrafında da toplamayı başar...İran mı başaracak bunu...ama Azeriler yani Turan 4. küresel güç bu gücün etrafında ol der adl sıfatı...adl sıfatına asiler farslar da arablar da kürdlerde...benim kürdüm ABDnin kürdü diye iki farklı kürt var iki farklı fasrisi var iki farklı arab var...Osmanlı beyliği kardeş katlini affettirdi...ümmeti toplayarak...Kardeş katli de Allaha secdedir ve secdenin gereğidir...ABDnin farsı türkü arabı kürdü ...cehenneme gider tevbe etmedikçe...

Benim ARABIM da var ama ey ABD...ABDnin arabı Nüklerden korkuyor...Rusyaya ben ABDye petrol satmıyacağım diyor ama el altından satıyor...ve aşikarca Yunanla tatbikata katılıyor...ABD kutupluğunu paylaşmaya mahkum ...ekmel akıl bunu görür.4.küresel gücüz...yani Turan ve pakistan birliği...4.küresel güç.ABDye karşı korurmaya muktedir seni...öyleyse esmaya kulluk eden bu gücü seç...Dünya cennetin de ahiret cennetinde bunda...ABDye fırsat verdiğin yeter artık..4. küresel güce katıl artık ...ilme hadimlik bu 4.küresel güçte sömürücülük ABD de...ve yandaşlarında..adil düzene kulluk da...HİKMETE kulluk da...dünya saadeti de...zarardan korur seni ey İran o 4. güç...Korktuğun yeter ABDnin Nüklerinden...Hz Ademin bir ayağı melekte bir ayağı şeytandaydı iki zıt ademde cem oldu...zıtlar bir üst denklem ile vahdete erer failik bu hikmetle verildi zıtlara...4. küresel güç ABD ile Çin arasında zıtlıkğı yok edecek vahdetçi bir güç...ekmel akıl görür bunu kahin olmak gerekmez ekmel aklı uçkurculuktan ırkçılıktan arınmış aklı kullan...pisliktesin .aklını kullanmayan pisliktedir cehennemdedir yani...Kur'anın öğretisi bu vahyin yani hediye edilmiş ilmin öğretisi bu...

Şeytan melek iki zıt hz Ademde vahdet denklemie erişti...secde etti vahdete...kesret sevde ile vahdete erişir.Hz Adem Allaha secde etti...Yaratılmışların imamıdır hz Muhammet mustafa...kesret secde ile vahdete erer.fanilik hiçlik makamı.secdedir...şeytan asi oldu vahdete...4..küresel güçte tevhidlik görevi..yani hz Muhammette...yani mehdide ahir zaman mehdisinde...Karşıda kalan arab deccalin değirmenine su taşır yani uçkurun midenin sembolüdür ırkçılığın kabilliğin sembolüdür deccal...esmaya kulluğun alası 4.küresel güçün görevidir...bir ayağı çin de bir ayağı ABD de olacak 4. gücün bir aile insanlı bir aile yapacak...çocuk eş herkes adl ölçücün de pay alacak...Benim nüklerim var diyen ABDye hele dur deniliyor işte ona da pay verilecek...uşkur için de mide için de temsilcileri için de pay var ama Gönlün payı uçkurun payından az olmuş deniz gibi dalgalanıyor devletler temizlenmektir amaç iyi günlere gidiliyor Armegedona gideceğiz deccal ölecek yani büyük paydan el çekecek yok olması gerek miyor...Büyük pay gönlün payı uçkurun olmuş.Uçkurun senbolüdür ABD...sömürücü dememiz bundan sömür ganimettir kimya olarak ama uçkura harcadı ABD ganimeti ve sömürü bu uçkurun payı kadar harca uçkura...der adl ismi Allahın .Allahtan geçti uçkuru seçti ABD...mideyi seçen türk de işte ABDci.arab da fars da kürt de...Patese soğana dolara ezanı değiştiriyorlar işte...ezanın payını 4. küresel güç paylaşıyor...sömürse de çalsa da ganimet denir bu çalmaya bu paya...çünkü gönlün payı ganimet diye adlandırılır uçkurun midenin ırkçılığın payı sömürü diye adlandırılır çünkü malikül mülk Allahtır gönlün payı Allahın esması içindir esmaya kulluk içindir Arab petrolden kazandı ama kaznan uçkur oldu...ABD pazarları çinden aldı ama kaznan uçkur oldu...mide oldu ülkemde de ezan kazanmadı veye payını kaptırdı...kimyası aynı olan sömürü niyer esmaya hadimlik esmeye kulluk olunca ganimet adını almalıdır farklı çünkü sömürüden .Kazan kazan "dedi ABD de ama uçkura mideye dedi midecilere uçkurculara bu ahkkı tanıdı 4. güç "Kazan kazan" yani ezan için kazan dedi...diyor sömürüden farkı bu...Gönül padişah...Ezan padişah ezan kral ... 4.gücde. İngiliz kraliçesine peygamberin soyundandı dediler ama ezana payı az verdi mideciye uçkurcuya destek verdi...Kirli para da ezana harcannınca tevhid denkleminde temiz olur...Tevbe uçkurdan gönle yönümüzü dönmemizdir...sömürücü de yönünü gönle dönmeli kardeşim olur...mehdinin askeri olur o zaman...kirli para sömürü parası tevhid denkleminde ganimet olur tevbeye kul olur sömürü parası da Kabilin taşı da tevbe kul olurca secdeli olur sahabe içkiciydi kumarcıydı faizciydi 4..güç peygamberin varisi olur ve onları sahabe gibi kıymetlendirir sahabenin hikayesi bedirin ruhu hendeğin uhudun tebüğün ruhu tekrar yaşanır..."tarih yani asrı saadet tekerrğr eder...haydin uçkura harcadıkalrınız kadar bari ezana da sahib çıkın...Harcayın patese soğana verdiğiniz değer kadar ezana değer verin...ila-i kelimetullan için para harcayın...ecdedınız ve sahabe ruhlu olun...uçkurcusun ey ABDci arab fars kürt türk...ABD çocuğusun...ezanın çocuğu ol...ABD ezanla kavganın adı.sembolü .Abd de tevbeye sarılırsa kardeşimdir savaşım biter ona...

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!